| ||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||
Detaylar | ||||||||||||||||||||
Ey Muhammed, Ey Ali oğlu Muhammed! Ey Melekdadaoğlu Ali’nin oğlu olan Muhammed! Ey hangi ocağa verildiyse yangınına kâfi bulmayan Muhammed! Tebriz’li Muhammed ve gün gelip adı unutulup kendisine Tebriz’li Şems diye seslenilen Muhammed! Aradığın neydi? Hangi iklimler arasında dönerdi başın, ah, ah ki ne ah! Şimdi Sen yollara düşen hikayenin başında, Şahadet parmağını önce göğe, sonra kalbine işaret ederek ‘’Ey‘’ diye seslenirken Rabbine, sana işaret edilen Konya’nın yollarına mı çevirdin bakışlarını ve başını bu yola mı adadın? Yangınlar içerisinde düşerken yollara, her durduğun uğrak çoğalttı mı yangınını? Ve garipten aşk dolu sesler sana; ‘’Gel! Yüreğin de benim, ilacında ben’’ diye mi haykırdı? | ||||||||||||||||||||